10 Ocak 2011 Pazartesi

Bir berber bir berbere bireberberberberaber

Aslan yattığı yerden değil; bence direkt yelesinden belli olur! Yelesiz aslana aslan diyesim gelmiyor benim. Dişi cinsine haksızlık yaptığımın farkındayım fakat keşke onlara zamanında başka bir isim verilmiş olsaymış.
O yele bööyle gürül gürül, parıl parıl! Düşmanını 100 metreden tırsıtıp kaçırıyor, günde 50 tane dişi tavlıyor, sonra bu dişiler bunu yediriyor, içiriyor; bu böyle yan gel yatarken "hanım gel de bi yelemi tara, parlat, bi dil neyin at!" diyor.. yazık o zavallı da bebelerine avlanmayı mı öğretsin, herifin gönlünü mü etsin, hangisini önce beslesin, doyursun bilemiyor. (Öhm.. bu hikaye bana bi tanıdık geldi?) Velhasıl kelam bunların hepsini o şaaşalı yele yapıyor. Yelesi olmasa orman kralı falan da iimmkanı yok olamazdı bu hayvan. Kesin kaplan kral olurdu bence!
Biz insan evlatlarının yaşadığı doğal ortamda da, kafa üstünde çıkan kıl önemli bir unsur. (Diğer yerlerde çıkanların öneminden bahsetmeyeceğim zira mahallenizde her gün yenisi açılan lazer epilasyon merkezleri size bir fikir verebilir.) (Ayrıca konumuz bu değil.)
O kıl toplamına biz, "saç" diyoruz! Zaten kıl deseymişiz hiç hoş olmazmış. Kılım dökülüyor, kılımın dibi gelmiş, kılımı kurutayım, kılım yağlandı... (Burda konuyu bağlayamadığım için saçmalıyorum.) Neyse demem o ki, orman kralı için yelesi ne ise, kadın için de saçı odur!!! (Bir de apaçiler için.) Kadının kendini ifade edebilmek için kullandığı en önemli araçlardan biridir. Ona yeni şekiller verdirir (bilhassa malum zamanlarda), bu yeni şekiller için günlerce hatta aylarca düşünür (malum zamanlarda bu süre kısalır), bazen yeni renkler dener (bunu malum zamanlarda yapmasa iyi olur). Tabii tüm bunlar için bizim kuaför adını verdiğimiz (onu da biz değil, elin Fransızı vermiş), %80'i tuhaf giyimli, bol parfüm kokulu, jöle kafalı, yay kaşlı adamlara giderler. (Tecrübe noksanlığımla alakalı olarak, kuaförün dişi cinsini konudan uzak tuttuğumu belirtmek isterim.) Bu kuaförler kendi aralarında 3'e, 5'e, bilemedin 10'a ayrılırlar. Ben aklıma gelenleri ayırayım:

DiliFönMakinesineKaçasıcalar
Bu grup sizi "Hoşgeldin abla!" ile karşılayıp, koltukta oturduğunuz süre boyunca mahalleliden, siyasetten, sevgilisinden, Kral Tv'nin yeni kliplerinden, geçen hafta yaptığı gelin başından, gelinin kaynanasından, başının ağrısından, patronundan, havadan, sudan konuşmaya çok heveslidir. Çenesi hızlandıkça elleri yavaşlar. Ne var ki, istediğiniz model konusundaki talimatlarınızı birebir uygulayarak, şaşırtıcı ve tatmin edici bir performans sergiler.

BalyajAtalımcıManyaklar
Bunlar daha efendiden "Buyurun!"la falan içeri alırlar sizi. Karısı, çoluğu çocuğu cinayete kurban gitmiş FBI ajanı havası vardır ilk intibada. Koltuğa oturduğunuzda, saçınızı eliyle şööyle bir karıştırıp "Kim kesti saçınızı?" diye sorar. "Hmm.." der sonra "biz yeniden bi keselim?" Orda hayır dedin dedin!!! Demedin, bütün gücü ele geçirip saçınıza istediği herşeyi yapmayı kafaya koyar ki bunlardan en korkuncu balyajdır! O hüzünlü, o ağırbaşlı adam gider, yerine "şuraya şunu atalım, buraya bunu koyalım, şurdan şunu keselim, bundan bunu yapalım" diye gözleri fıldır fıldır dönen bir canavar gelir. Eğer ipleri onun eline vermişseniz, sonuç elbette ki titreyen bir alt dudak, rulo tuvalet kağıdı eşliğinde heba olan bir gece ve tokalarla geçirilen 1-2 haftadır.

AsabiMetroseksüeller
İçeri girdiğinizde önce görmezlikten gelir sizi. Siz de otursam mı, burda beklesem mi, gördü mü ki beni diye mal gibi dikilirken "Şuraya geçin, geliyorum!" der havalı havalı. Konser şarkıcısı gibi illaki geç çıkar sahneye. Siz heyecanla istediğiniz modeli anlatırken, sizi dinlemediği hissine kapılıp ikinci kez anlatınca sinirlenir ve "Tamam anladık!" gibisinden birşeyler söyleyip, konuyu hemen "Önce saçını yıkayalım"a çevirir. Çünkü o saç yıkama koltuğunda sizi savunmasız bırakıp, kaynar suyun altında beyninizi eritip, boynunuzu kırma fantezileri kurmaktadır. Burda elinden geldiğince sizi hırpaladıktan sonra, yerinize dönüp hayatınız pahasına son kez söyleyebildiğiniz "anladınız dimi benim şeey.. istediğim yaani..anlad...." cümlesiyle birlikte kafanıza yediğiniz fırça darbeleriyle şuurunuzu kaybeder ve acı gerçekle evde yüzleşirsiniz.

Ayıra ayıra 3'e ayırabilmişim. Lakin bende yazacak derman kalmadı başka. Sizin aklınıza gelen varsa kendi kendinize düşünürsünüz artık.
Ayrıca iyiki de ormanda kuaför bir hayvan yokmuş! Yani aslan bu acımaz üstelik!



Emocu gençler! Gözünüzü seveyim bırakın sadece aslanlara kalsın o saç modeli!

2 yorum:

damlaya damlaya dedi ki...

bi de soru sorangilleri var, tum nufus kutuk bilgilerini almadan rahat edemez.
aslinda anlatip rahatlayan da vardir mutlaka, terapi gibi, anlat anlat yavrum acilirsin..

.g. dedi ki...

ahahaha doğru dedin! tabi cnm sırf içini dökmek için kuaföre giden kadınlar biliyorum şahsen :)