17 Ocak 2011 Pazartesi

Ver Gazı!

Uzun zamandır sorup duruyorsunuz, "bu blogun başındaki gaz çıkaran kız şeysi de ne.. kim yapmış.. niye koydun?" diye. YALAN! Ya biri de merak edip sormaz mı?! Bi ne alaka demez mi?! Neyse.. ben yazının bağlayıcı kısmını oluşturmak için, en azından biriniz sormuşsunuz gibi davranıcam.
Bunu ben çizdim!.. Desem ben bile kendimi inandıramam. Zira benim resim becerim, kareden ev, üçgenden çatı ve dikdörtgenden iki pencere + kapı yapmaktan öteye gidemedi. (Geometri bilgimin sınırları da buradan anlaşılabilir herhalde).

Neyse, şimdi bu çok merak ettiğiniz(!) çizim, ismini vermek istemediğim bir Japon'a ait. Vermek istememekten ziyade, şimdilik ismini veremiyorum diyelim. Mazallah açar bi google neyin, çat diye benim blogu bulur, yok telifiydi bilmem nesiydi, blog dünyasına ismim kara harflerle yazılır "emek düşmanı" diye! Ama valla şu telif olaylarını anlayacak, uğraşacak ve en önemlisi karşılayacak gücüm olsa, cidden önce onu hallederdim. Yoksa benim saygıda kusur ettiğim yok! Sana söz Japon kızı, elim biraz para görsün adını altın harflerle yazıcam buraya! (Kendisi hakkında bilgi edinmek isteyen arkadaşlar, bana özel yollardan ulaşabilirsiniz. Oh bari vicdanımı rahatlatayım.)

Bu pek yetenekli Japon kızın, BİN tane işinin arasından bunu bu denli beğenmiş olmamın nedenleri üstünde bolca düşündüm durdum. Sonra dedim ki kendi kendime, "Gerizekalı!! Ne diye o kadar düşünüyorsun?! Sen değil misin hayatının en güzel anlarını, hep bi gaz ağrısıyla lekeleyen?! Sen değil misin, ah keşke bunun bi gidişi olsa, dönüşü olmasa diye dualar eden?!
Arkadaş, ben hayatta ne çektiysem bu gaz belası yüzünden çektim! Şimdi burdan, öyle çok afedersin ulu orta bırakıyormuşum gibi bir çıkarım yapmayasın çünkü tam tersi, bütün sorun çıkmamasında. Çıkmayor çıkmayor! Anca o böyle karnımın içinde, doğup dünyayı ele geçirmeyi bekleyen alien yavrusu gibi kükreye kükreye geziyor.

Öğrenim hayatımın bitmesine en çok, o sınav zamanlarındaki ölümcül sessizlik anlarından kurtulduğum için sevinmiştim. Hele ki sabah sınavları... Sustur susturabilirsen canavarı! Sol kol mütemadiyen sıranın altında, karın bölgesine doğru basınç halinde, alien bebesinin gidiş yönüne doğru şekilden şekile giren bir vücut. E haliyle kopya çekiyo izlenimi veriyorum, bir de onun stresi! Hadi tuvalete gideyim, rahatlayım desem o da mümkün değil. Olmuyor!

En fenası erkek arkadaşınla daha birbirinizi tanıma aşaması... Adama peşin peşin diyemiyorsun tabii "eğer ki beni seveceksen, karnımdakini de sahipleneceen!" diye. Zaten o sesi duyunca, ayıp olmasın diye bir şey diyemeyip ama duymazlıktan da gelemeyip "aç mısın?" diye sormalar yok mu?!! Ulan duyduğunu belli ediyosun, bari fakir muamelesi yapma bana!!! Ne açı ya! Sor güzelce, dalga geç, gülelim eğlenelim, kurtulalım ikimiz de.

Yıllar evvel kalktım doktora gittim. Anlattım derdimi. "Şu alienın filmine bi bakalım ehiheh" deyip aldı eline karın bölgemin filmini. "Bu nasıl bir şey ya, çakmak çaksam patlarsın valla!" dedi sırıtarak. Tabii ben o zamanlar gencim, her şeyi fazlasıyla ciddiye alıyorum. Bi bozulduum!
- "Ee napcam?"
- "Şu ilacı alacaksın, ağrını kesecek. Yemek yerken de konuşmamaya dikkat et."
- "Neeeyy?"
- "Yemek sırasında konuşurken ağzından giren hava gaza neden olur."
- "Yaaa bi tek beni mi buluyo bu hava girecek?!! Dalga mı geçiyosun ya sen benle? Hem bu filmin neresinde görünüyo gaz? Hıı? Nasıl anlıyosun sen onu? Oynama benimlen doktoooorr!!!" diye başladım. İçimden tabii.

Artık benim yaş kemale erdi. Karnımdaki günahsızla barışık yaşamayı öğrendim. Lakin şöyle rahat rahat, güle oynaya bırakabilen insanlara hep gıpta etmişimdir. Ondandır ki ben bu çizimi görünce, işte tam da bu dedim! Tam da böyle olmalı...



Gaz ayıp bir şey değildir! Bazılarının ağızlarından çıkan onca kötü şeyi normal karşılarken, kendi poponuzdan çıkan gaza haksızlık etmeyin.

2 yorum:

syagizcimen dedi ki...

"......Sustur susturabilirsen canavarı!" begendım :)

.g. dedi ki...

Mersi Yağızcım!